Dominik cumhuriyetinde, Rafael diktatörlük yönetimi altındaydı. Cibas bölgesindeki üç kız kardeş, 1960 yılında diktatöre karşı hareket kurdular, ve çok kez cezalandırıldılar.1960 yılı  kasım ayının başlarında diktatör, üç kız kardeşi tehlike olarak gördü. 25 kasım 1960 da üç kız kardeş işkence edilip öldürüldüler. Bir yıl sonra Rafael karşıtı hareket, diktatörün sona ermesini sağladı. Üç kız kardeşin anısına, 25 kasım günü kadınların sesini çıkartmalarına ve haklarını dile getirme günü ilan edilmiştir.

Öyleyse bizde bir kaç şey söyleyelim, şiddetin nedenlerini ve sonuçlarını gözden geçirelim.

Kadın neden şiddete uğradı? buna sebep ne olabilirdi?

Kadına yönelik şiddetin başlıca sebebi toplumsal eşitsizliktir. Peki nedir toplumsal eşitsizlik? Kadının dezavantajlı konumunun güçlendirilmesi ve geri planda bırakılmasıyla ilerledi. Böylece erkeklerin kadınlara göre kas gücü ve buna bağlı avantajlarla kadının üzerinde denetim, kontrol altında tutma gibi davranışlar vuku buldu. sistematik olarak erkek egemen bir sistem meydana geldi. Bu sistemin devam edebilmesi içinde erkekler güç gösterme, cezalandırma, denetleme eylemlerine devam etti.

Erkekler güçlü, kadınlar zayıf olarak öğrenildi, öğretildi...Demek oluyor ki, şiddet zaten var olan değil, sonradan var olan bir eylemdir. Nitekim şiddete başvuran bireylerin, kendi çocukluklarında şiddete maruz kalmış veya şahit olmuş insanlardır. 2002 yılında yapılan araştırmaya göre, Avrupa Konseyi Özel Komitesi’nin açıklamasına göre 16-44 yaş arasındaki kadınların ölümlerinin ve engelli bir hayat sürmelerinin asıl nedenlerinden biri aile içi şiddettir.

PEKİ ŞİDDETİN BİÇİMLERİ NEDİR, NELER DOĞURUR?

KYŞ ( Kadına yönelik şiddet ) biçimleri; ekonomik, psikolojik, fiziksel, sözel, cinsel ve kişinin özgürlüğünü kısıtlayan kadının izni olmadan sınırlarını ihlal edilen her eylem şiddettir.

Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı şiddetin biçimlerini şu şekilde sınıflandırmıştır.

Fiziksel şiddet: vurma, tekmeleme, ısırma, tokat atma, yumruklama, saç çekme, itip kakma, çimdikleme, yakma, boğazını sıkma, bir aletle vurma, korkutma ve öldürme.

Ekonomik şiddet: Ekonomik özgürlüğü kısıtlama, eve para bırakmama veya çok az bırakma, sürekli hesap sorma, parayı kullanarak aşağılama, çalışmasına izin vermeme, kazancına veya parasına el koyma, ortak bütçe konusunda kadına bilgi vermeme.

Sözel şiddet: Yıkıcı eleştiri, bağırma, alay etme, suçlama, isim takma.

Psikolojik şiddet: Küsmek, baskı uygulamak, yalan söylemek, bilgi saklamak, tehdit etmek, çocukları uzaklaştırmak, kadının arkadaşlarına ve ailesine onunla ilgili yalanlar söylemek, onları görmesini engellemek, kıskançlık, hakaret etmek, küçümsemek, aşağılamak, küfretmek, sevdiği şeylere ve kişilere zarar vermek, duygusal ihtiyaçlarını karşılamamak, kadını yalnızlaştırmak ve çevresinden tecrit etmek, önemli kararlarda ona danışmamak ve karar mekanizmalarına dâhil etmemek, sürekli olarak suçlamak, özgüvenine zarar vermek, karar alırken seçme hakkı bırakmamak, çocuk bakımı ve ev işlerinde paylaşımı reddetmek, kıskançlık ve söz kesmek.

Cinsel şiddet: İstemediği cinsel davranışlara ve istenmediği hâlde cinsel ilişkiye zorlamak, tecavüz (evlilik içi ve dışı),  taciz etmek, cinsel ilişki sırasında güç kullanmak, aldatmak, cinselliği bir ceza ve ödül aracı olarak kullanmak, tek taraflı cinsel doyuma yönelik cinsellik yaşatmak, kadının rızası olmadan cinsel organlarına dokunmak.

Dijital şiddet: Kadınların hayatlarının teknolojik araçlar aracılığıyla kontrol edilmesidir. Yeni iletişim araçları, cep telefonu uygulamaları, sosyal paylaşım siteleri aracılığıyla kadınları denetlemek, kontrol altında tutmak ve kadınlara baskı yapmak gibi tanımlanabilecek davranışları içerir. Örneğin; uygunsuz görüntülerini kaydedip tehdit aracı olarak kullanmak, kadının e-posta ve sosyal paylaşım sitelerine ait şifrelerini edinmek ve buralardaki bilgileri kontrol etmek ve bu platformlarda kadının kişisel bilgilerini paylaşmak, aşağılamak.

Flört şiddeti:  Erkeklerin denetleyici, baskıcı, kısıtlayıcı davranışlar sergilemesi gibi davranışları içerir. Örneğin; kadınların gittiği yerlerin, görüştüğü kişilerin, yaşam kararlarının kontrol edilmesi. Kadının buna itiraz etmesi ve izin vermemesi durumlarında küsme, surat asma, kendini acındırma, duygu sömürüsü yapılması. Her zaman erkeğin isteklerinin kadının isteklerinin önünde tutulması. Kadınların fiziksel, duygusal, cinsel sınırlarına saygı gösterilmemesi, bu sınırların ihlal edilmesi, aşırı kıskançlık ve kıskançlığın normal gibi sunulması.

Ve tüm bunların neticesinde hem toplumu hem bireyi etkileyen bir çok sonuç doğurur. Yine Mor Çatı Derneği bunları şu şekilde sıralamış ve açıklamıştır.

Psikolojik sonuçları: Yalnızlık, depresyon, endişe, panik ataklar, takıntılar, fobiler, kendine zarar verme, özgüven eksikliği, intihar düşüncesi ve teşebbüsü, alkol ve madde bağımlılığı vb.

Fiziksel sonuçlar: Fiziksel yaralanmalar, kalıcı sakatlıklar, bayılma atakları, halsizlik, uykusuzluk, geçici felçler vb.

Toplumsal sonuçlar: İş devamsızlıkları ve kayıpları, ekonomik zarar, evsiz kalma, yoksulluk vb.

Kadın hareketleri Kadınların şiddet olmadan, özgürce yaşayabilmelerinin, kendi hayatlarına sahip çıkabilmelerinin destekçisidir.

Bu kampanyalardan en önemlileri Ankara’da Bedenimiz Bizimdir – Cinsel Tacize Hayır  İstanbul’da Mor İğne Türkiye’nin birçok büyük ilinde Türk Ceza Kanunu’nun 438. Maddesini Protesto kampanyaları. Bu kampanyalarla kamuya açık alanlarda KYŞ’ e dikkat çekilmeye devam etmiştir.

Kadın hareketlerinin kurduğu ilk bağımsız kurumlardan bazılarına şunlardır. Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı , Kadın Dayanışma Vakfı , Kadının İnsan Hakları – Yeni Çözümler Derneği , KAMER (Kadın Merkezi)vb. Bu kurumlar özellikle aile ve ev içi ve yakın ilişkilerdeki şiddet üzerine çalışmalar yürütmüşlerdir. Böylelikle kadına sosyal, ekonomik, ve kişinin özgürlüğüne dair bir çok kazanım ve haklar elde edilmiş oldu.