top of page

GÖRME ENGELLİLERİN YAŞADIĞI ZORLUKLAR



Engellilik, DSÖ’ye (dünya sağlık örgütü) göre “Bir noksanlık sonucu meydana gelen ve normal sayılabilecek bir insana oranla bir işi yapabilme yeteneğinin kaybedilmesi ve kısıtlanması durumunu ifade eder.” Bir başka deyişle engellilik fonksiyonlarını yerine getirememekten ziyade toplumun bireyi sınırlaması ile zorlaşır. Sağlıklı olmak insan için en önemli avantaj olmakla birlikte sadece engelliliğin (görme, işitme kaybı vs.) olmaması ile sağlıklı kabul edilmemelidir. Beraberinde fiziksel, ruhsal ve sosyal açıdan da sağlıklı olmak gerekir. Bugün görme engellilerin yaşadığı zorluklara değineceğiz. Anne karnındayken veya doğumdan sonra oluşacak belli kazalar sonucunda görme yetimizi kaybedebiliriz ama önemli olan bu kişilerin topluma kazandırılması sağlayabilmemizdir. Öyleyse görme engellilerin hayatını neler ile daha kolay hale getirebiliriz bir düşünelim, çözüm bulmaya çalışalım.

İlk olarak eğitim alanında görme engellilere yönelik çalışmaların yoğunlaştırılmamasından ötürü sosyal ortamlarda psikolojik olarak yıpranabilirler.

Görme engellilere yönelik Braille Alfabesi yöntemi ile eğitimi desteklenmesi bu sorunu ortadan kaldırabilir. (Braille alfabesi, görme engelli bireylerin yaşamlarını birçok noktada kolaylaştırmak için tasarlanmıştır.)

Dergilerde, gazetelerde ve kitaplarda metinleri kabartmalı olarak basılmaması; böylelikle okuma alışkanlığı edinmede zorlanma yaşana bilinir.

Ülkemizde şehircilik planlarına göre görme engelliler için birçok düzenlemeler yapılmıştır; ancak yeterli gelmeyebilir. kaldırımlar görme engellilere göre düzenlenmiş olsa bile çoğu yerlerde görme engelliler için bir çalışma yapılmamıştır.

Kaldırımlardaki sarı alanlara araçların park yapılması güvenli bir şekilde sokağa çıkmalarına engel olmaktadır.

Gece körlüğü için yetersiz sokak aydınlatmalarını görebiliyoruz.

Sesli olmayan trafik ışıkları da bir başka örnektir.

Görme engellilere göre düzenlenemeyen şehirlerde kişilerin düşmesine, yaralanmasına, hatta yol bozukluğundan dolayı açılan ve üstü kapatılmayan kuyular nedeniyle düşüp ölmelerine bile sebebiyet verebilir.

TÜİK’ in yaptığı Engellilerin Sorun ve Beklentileri Araştırması çerçevesinde görme engellilerin yüzdelik dağılımları şöyledir: Görme özürlüler toplam yüzdeliğin %8.4’nü oluşturmaktadır. Bu dilim içerisindekilerin %67’ Si erkek ve %33’ ü kadın; %59.2’ si kent, %40.2’si kırsal yerleşimli; görme kaybı %20-39 arası olanlar %28.3; %40-69 arası olanlar %28.1; %70 ve yukarısı olanlar %43.6’tür. Görme oranının %50’nin üzerinde olan bireyler bir başkasının yardımıyla hayatını sürdürebiliyorken, bu oranın altındakiler sosyal hayata daha rahat katılabilir ve ihtiyaçlarını giderebilirler. Türkiye de engelliler için birçok iyileştirmeler yapılmıştır ancak yeterli olmamaktadır. Engelli maaşları toplumsal hayata katılmalarında zorluklar yaşamalarına sebep olabilir.

Batman üniversitesi Batman’da görme engellilere yönelik yaptığı araştırmada, “görme engelli vatandaşların ve ailelerinin ekonomik yaşamını olumsuz etkilemektedir. Diğer taraftan çocukların onlara duygusal, ekonomik, pratik yararı vardır. Çocuklar büyüdükçe çalışarak eve para getirmekte hem de görme engellilerin dışarıdaki toplumsal hayata katılmalarına katkıda bulunmakta onların çarşıda pazarda rahatça gezip, dolaşmalarını sağlamaktadırlar. Ancak Görme engellilerin çoğu düzenli bir gelire sahip olmadığı için çocukların beslenme, giyim, sağlık ihtiyaçları ciddi bir sorundur. Serbest meslek grubunda yer alan bireylerin ağırlıklı olarak işsiz oldukları anlaşılmıştır. Bu bireyler zaman zaman bağ, bahçe, pamuk, tarla gibi işlerde geçici olarak çalışsalar da kalıcı olmamaktadır. Memur olanların çoğunluğu kırk yaşın üzerinde olup bir tanıdık vasıtasıyla, genç olanlar ise KPSS sınavı ile memur olmuşlardır. Bu bireyler danışma, Santral görevlisi gibi hafif işlerde görevlendirilmektedirler.” Özel istihdam alanlarında ise 1475 sayılı İş Kanunu’nun 25.maddesinde, “İşverenler 50 veya daha fazla işçi çalıştırdıkları işyerlerinde %2 oranında engelli bireyleri mesleki, bedeni ve ruhi durumlarına uygun bir işte, çalıştırmakla yükümlüdürler” hükmü yer almıştır.

Kişisel bakımlarını sağlamak için gerekli çalışmaların yapılmaması veya yapılsa bile pahalı olması hayatı zorlaştırıp başkasına muhtaç hâle getirebiliyor. Braille alfabesi ile tasarlayan fabrika ve tekstiller olmasına karşın pahalı olmasından dolayı ulaşım sağlanamayabiliyor.

Tüm fiziksel ve ruhsal engelli bireylere eşit davranılmalıdır ister erkek olsun ister kadın birinin diğerinden farkı olmamalıdır.

Çevremizi, sokaklarımızı, caddelerimizi, istihdam merkezlerimizi kendi dinamiğimize, kendi olanaklarımıza göre tamamıyla hazırlarsak, fırsat eşitliğinden söz etmemiz doğru olmayacaktır. Bu durumda engellerin ortadan kaldırılması da mümkün olamayacaktır.


F. Zehra Karataş Güneş




 
 
 

Comments


bottom of page