KADİM KİMLİĞİMİZ "DİL"
- Şule Aydın Bayır
- 9 Tem 2024
- 3 dakikada okunur

Tarih serüveninde insan varlığını, yaşam biçimlerini ve kültürel olarak bu zamana ulaşan izlerini bizlere aktaran kayıtlarda dilin etkisi büyüktür. Bazen yazı, bazen şekil ve resmedilmiş hikayelerle yüzyıllar öncesine ait dil bugüne kültürel bir hazine olarak gelir. Dil; semboller, sözcükler ve kurallar kullanılarak seslerin ve işaretlerin sistematik bir şekilde organize edilmesidir. İnsanlar arasında fikir alışverişi yaparken, duygularımızı ifade ederken, bilgi paylaşırken ve kültürel bir bağ kurmak için kullanırız. Aynı zamanda yazılı ve sözlü formlarda varlığını çok çeşitli olarak gösterir. Dilin nasıl işlediğini, sözcüklerin nasıl oluşturulduğunu, cümlelerin nasıl yapılandırıldığını ve dilin diğer özelliklerini açıklamak istediğimizde dilbilgisinden faydalanırız. Dilbilgisi; Bir dilin yapısını ve işleyişini anlamak için kullanılan bir araçtır ve dil öğrenme, dil analizi, yazım ve çeviri gibi çeşitli alanlarda kullanılabilir.
Dil canlıdır ve bu canlılık, dilin statik olmadığını, aksine sürekli olarak değiştiğini ve evrildiğini vurgular. Yalnızca alfabetik yazı biçimine ve sözlere bağlı kalmaksızın ifade şekillerinin görsel sembollerle karşımıza çıkması bu canlılığa başka bir bakış açısı kazandırır. Semboller ve vücut dili iletişim kurarken kolaylık ve anlaşılırlık katar. Bu süreç, dilin kullanıcılarının etkileşimlerinden, toplumsal ve kültürel değişimlerden ve dilsel etkileşimlerden kaynaklanır. Dilin canlılığından bahsetmek istediğimizde şu unsurları ele alabiliriz;
•Yeni Kelimelerin Oluşturulması
•Anlam Değişiklikleri
•Dilbilgisi ve Dil Yapısının Evrimi
•Lehçe ve Diyalektlerin Gelişimi
Dil, bir toplumun kimliğinin ve kültürünün bir yansımasıdır. Bir dilin içerdiği sözcükler, deyimler, atasözleri ve dilbilgisi yapıları, o toplumun değerlerini, inançlarını, geleneklerini ve yaşam tarzını yansıtır. Dolayısıyla, dil, bir toplumun kendini ifade etme biçimidir ve onun benzersizliğini vurgular. Peki toplumun bu benzersiz yapıya sahip oluşu kültürel olarak ne kazandırır?
Kültür, dil ve toplum arasındaki ilişki karşılıklıdır ve birbirlerini sürekli etkilerler. Dil, toplumun dinamikleriyle ve kültürel değerleriyle derinlemesine bağlantılıdır ve toplumun yapısını, işleyişini ve gelişimini etkiler. Aynı şekilde, toplumun koşulları ve değerleri de dili şekillendirir, kullanımını belirler. Bu nedenle, dil ve toplum arasındaki ilişki, dilbilimin ve sosyal bilimlerin önemli bir alanıdır. Dil, edebiyat, müzik, sanat ve diğer kültürel ifadelerin taşıyıcısıdır. Farklı diller ve lehçeler, toplumun kültürel zenginliğini ve çeşitliliğini yansıtır. Dilin gelişimi, kültürel üretkenliği artırır ve kültürel alışverişi teşvik eder.
Kültürel anlamda dil, bir toplumun kimliğini ve mirasını korumak, paylaşmak ve geliştirmek için kritik bir rol oynar. Atasözleri, deyimler, masallar, efsaneler ve diğer sözlü gelenekler aracılığıyla kültürel mirası yaşatır. Bununla birlikte toplumun cinsiyet rollerini, aile yapılarını, toplumsal hiyerarşiyi ve diğer sosyal kuralları yansıtır. Sanat ve edebiyatın en önemli materyalidir. Şiir, roman, hikâye, tiyatro eserleri ve diğer edebi formlar, dili kullanarak kültürel deneyimleri, duyguları ve fikirleri ifade eder.
Dilin canlılığından yola çıktığımızda söz dağarcığından bahsetmemiz gerekir. Söz dağarcığı, bir bireyin veya bir topluluğun sahip olduğu kelime hazinesini ifade eder. Söz dağarcığının gelişimi, yaşam boyu bir süreçtir ve sürekli olarak yeni kelimelerin öğrenilmesi, anlamının kavranması ve kullanılması ile gerçekleşir. Okuma, yazma, dinleme ve konuşma gibi dil becerilerinin geliştirilmesi, söz dağarcığının genişlemesine katkıda bulunur. Kişisel ve kültürel bir özelliktir. Her bireyin söz dağarcığı kendine özgüdür ve kendi yaşam deneyimlerine ve çevresel etkilere bağlı olarak şekillenir. İçinde bulunduğu toplumun kültürel, tarihsel ve sosyal özelliklerini yansıtır.
Son olarak dilin ifade çeşitlerinden bahsedecek olursak kullandığımız yöntemler kısaca; yazılı, sözlü, görsel, işaret dili, dijital platformlarda ise sanal ifade olarak sıralayabiliriz. Her bir ifade türü, iletişim amacına ve iletişim kurulan ortama bağlı olarak farklı şekillerde kullanılır. Bizler son dönemlerde sosyal medya düzeniyle yazılı dil kavramını kuralsız bir düzende kullanmaya başladık. Bu farklı kullanım, şimdilik dilin eğitici ve öğreticiliği ile çatışıyor olsa da belki dilde yeni bir kazanıma sebep olabilir.
ŞULE AYDIN BAYIR
Comments