KİŞİLERARASI İLETİŞİM
- Fatma Zehra KARATAŞ

- 7 Kas 2022
- 2 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 9 Oca 2023

Son yılların sıkıntılı, bir o kadarda önemli konusu olan iletişimsizlik, ikili ilişkilerden, toplumsal ilişkilere kadar birbirimizi anlayamadığımız veya kendimizi doğru ifade edemediğimiz anlar çoktur.
Doğru iletişimi kuramadığımızda, olumsuz yönde etkilenir üzülür hatta karşı tarafı da istemsizce üzmüş olabiliriz. Karşılıklı konuşma, uzlaşma, diyalog, en önemlisi empati bizi doğru iletişime götürür.
İletişim Latince ‘’communis-communicato” kelimesinden türetilmiştir. Kelimenin kökeni olan “commun” paylaşmak anlamına gelmektedir.
“Paylaşmak” kulağa ne kadarda hoş gelmiyor mu? Öyleyse neyi paylaşamıyoruz.?
Basit bir olayın bile gerçekleşmesi için, karar verme, zihinde tasarlama kurgulama, fiziksel olarak tatbik etme gibi bir çok aşaması vardır. Sosyolojik bir bakış açısıyla değerlendirdiğimiz zaman “kişisel” gibi görünen bir olayın arkasında, mutlaka “toplumsal” bir boyut olduğunu görmemiz gerekir.
En bireysel olayların gerçekleşmesi için bile, kişinin içinde bulunduğu grup ve arkadaş ilişkilerinden etkilenme ve olayın aktörünü etkileyen bir dizi toplumsal olay söz konusu olmaktadır. Bazen olur ki hiç kimsenin konuşmadığı bir ortamda bile bir iletişim içinde olduklarını söyleyebiliriz.
ETKİLİ BİR SÖZLÜ İLETİŞİM İÇİN PÜF NOKTALARI
Sesin rengi, tonu, üslubu ve vurgulamalarının uygun olması
Söz sırası alabilmeyi becermek
Etkili dinlemek
Dinleyici ile göz teması sağlamak
Uzlaşmacı ve empatik olmak
Anlaşılır ve akıcı konuşmak
Dinleyicinin dikkatini çekecek ve hoşuna gidecek biçimde konuşmak.
Toplum için olmazsa olmaz olan, tek tek insanlar değil, “iletişim halinde olan “insan topluluklarıdır. Tarihin başlangıcından bu yana, insanların kendilerini koruyabilmeleri, ihtiyaçlarını giderebilmeleri, kısacası hayatta kalabilmek için “birlikte olmaları” yaşayabilmek için bir araya gelmeleri, toplumsal etkileşim içinde bulunmaları ancak iletişim ile mümkün olmaktadır.
Yüz yüze iletişimdeki beden hareketlerimiz, yüz ifademiz, mimiklerimiz, jestlerimiz, ses tonumuz, vurgulamalarımız, kelimeler ile kodlamış olduğumuz mesajımızın içeriğinden çok daha fazla önem kazanmaktadır.
İletişim sürecinde kullandığımız kelimelerin anlamları, bütün iletişimin sadece yüzde 10’ una denk gelirken, yüzde 30’ unu ses tonu, yüzde 60’ ını ise beden dilimiz oluşturmaktadır. Kısacası “ne söylediğimiz değil, nasıl söylediğimiz “iletişim sürecinin belirleyeni olmaktadır.
SOSYAL HİZMET UZMANI VE SOSYOLOG FATMA ZEHRA KARATAŞ







Yorumlar