top of page

SOSYOLOJİK AÇIDAN GÜÇ OTORİTERİZM VE TOTALİTARİZM


ree

Otoriterizm, yukarıdan aşağıya olarak ele alınır. Güç sert bir biçimde kullanılır, özgürlükler kısıtlanır ve toplumun baskı altında tutulduğu bir rejimdir. Bu sistem farklılıklara karşı tahammülsüzdür, medya özgürlüğü kısıtlıdır, ifade özgürlüğü kısıtlıdır ve ekonomik olarak da adil değildir. Totalitarizm ise daha baskıcıdır ve korku belirgindir. Muhalefete izin verilmez, bireysel özgürlüklere izin verilmez. Yani çok daha katıdır. Otoriterizm, totalitarizm, sosyalizm gibi kavramların tümü ise modernist toplumun ürünüdür. Otoriter ve totaliter kavramlarının anahtar kelimesi ise “düzen” dir. Sosyolojide siyaset ve güç ilişkileri konusunu ele alırken, egemenlik biçimleri ve devlet şekillerini de görürüz.


Sosyolojik anlamda “güç” başkalarının eylemleri üzerinde eylemde bulunma yeteneği olarak değerlendirilebilir. Başkalarının arzularını kendi çıkarlarına hizmet eder hale getirmektir. Bu noktada güç, iktidar ilişkileri ile değerlendirilmesi gereken bir kavramdır. Güç, geçmişte ve bugünde bir realitedir. (Özben, 2023) İktidarı, birinin diğerine üstünlüğü, avantajı olarak ele alıyoruz burada; dolayısıyla işin içine özgürlük kavramı ve özgürlük oranları da girer. Burada püf nokta çoğunluğun rızasıdır, rızanın olmadığı yerde arıza vardır rıza kavramı da bizi otoriteye götürür. Özgürlük oranlarının farklılıkları da güç farklılıklarını belirler. Egemenlik biçimlerini belirleyen, gücü otoriteye çeviren kaynaklar vardır. Bunlar: Monarşi, oligarşi, aristokrasi, tiranlık şeklindedir. Sonrasında ise cumhuriyet ve demokrasi kavramları gelir. cumhuriyet eşittir demokrasi değildir. Çoğunluk böyle zannetse de bu yaygın bilinen bir yanlıştır. cumhuriyet bir devlet biçimidir, her cumhuriyette demokratik yönelimler yoktur. Demokrasi için cumhuriyet olmazsa olmazdır ancak cumhuriyet için demokrasi olmazsa olmaz değildir. Türkiye Cumhuriyeti’nin temelinde ise demokrasi vardır.



Weber’in otorite tiplerini ele alacak olursak, üç tip otorite vardır; geleneksel, karizmatik (kişiliğin bizzat kendisi), yasal ussal. İktidar ilişkileri zamanla değişim göstermiştir, günümüzde tahakküm ilişkileri kendisini bir dayatama, zorlama şeklinde göstermez. Foucault, “iktidarın amacı öncelikli olarak davranışları ve davranışların mümkün sonuçlarını yönlendirmektir” şeklinde vurgular. Bunu modern toplumlar için söyler. İktidarın yalnızca özgür özneler üzerinde ve onlar özgür olduğu sürece işlevsel olduğunu düşünür. Hegel’in efendi-köle diyalektiği ile ters düşer çünkü özgürlük temellidir. Batı düşüncesine baktığımızda özgürlük kavramı bir destan gibi anlamlandırılmaya çalışılsada; batılı anlamda özgürlük, eşitlik, demokrasi gibi kavramlar temelde değildir. Güç ve iktidar ilişkilerinden tahakkümü, sömürgüyü dayatma, meşrulaştıran araçlar olarak ele alınmıştır. Özetle ele aldığım bir başka izmler serisinde görüşmek üzere.


Ümran ATALAY

 
 
 

Comments


bottom of page