top of page

ÇOCUĞA EMPATİK YAKLAŞIM

Güncelleme tarihi: 9 Oca 2023



İnsanlar onları ne kadar çok önemsemediğinizi-umursamadığınızı bilmedikçe, ne kadar bildiğinizi umursamazlar!

Empatiyi üç aşamada inceleyebiliriz:

a) Empati duyacak kişi, kendisini karşısındaki kişinin yerine koymalı. Olaylara onun bakış açısı ile bakmalıdır.

b) Empati kurmuş sayılmamız için, karşıdaki kişinin duygu-düşüncelerini doğru anlamış olmamız gerekir.

c) Empati kuran kişi, zihninde oluşan empatik anlayışı karşıdakinin, fikrini anlasak bile eğer “anladığımızı” ifade edemezsek duygudaşlık kurma sürecini tamamlamış sayılmayız. “Empati kurarız fakat iletemeyiz.

İnsanlar kendileri ile empati kuruluğunda anlaşıldıklarını ve kendilerine önem verildiğini hissederler. Dünyamızda, bizleri var edip taşıyacak olan şeylerden biri de, “anlamak ve anlaşılmak” tır.

Empati mi – Sempati mi?

*Sempati; “duygudaşlık” fazlası hüzün olabilecek kavramını da taşımaktadır. Empati, kendimizi karşıdaki kişinin yerine koymayı anlamayı, adlandırmayı içeriyorken, Sempati karşımızdaki kişinin yerine koymayı, benimsemek ve özümsemeyi barındırıyor.

Sempati duyduğumuz kişiyle tam bir uyum içinde olduğumuzu düşünürüz. Sempatizanlığın öte hali ihtisarlılığı (aşırılık) boyutunu taşımaktadır. Yanlış ve olumsuz davranışları da desteklemeyi kapsar. Sağlıklı duygu/düşünce algısını eksiltir. Görsel ve bilişsel olarak, kişiye ve olaylara yaklaşımı uyumluluk içinde, duygu boyutları ise ihtisarlılığı (aşırılık) suretini taşır.

* Empati; kendimizi karşımızdaki kişinin yerine koymayı anlamayı ve adlandırmayı içermektedir. Çocuklar ise sosyal çevresini aktif rolde inceleyen davranışları teşbih eden bireylerdir. Yaşam deneyimleri bizden daha az olmakla beraber, biz yetişkinleri daha ziyade analiz edip seyircilik yaparlar.

Bir film seyrederken, sevdiğimiz karakter sevinince biz de seviniriz. O üzülünce biz de üzülürüz. Bu şekilde sadece ve sadece onun duygularına yandaşlık etmiş oluyoruz.

*Kompati; merhamet, başka bir kişiyle özdeşerek bağlantı kurma sürecidir. Merhamet yoluyla başkaları ile özdeşleşme acı/hüzün duygusunu dindirmek için yapılan, motivasyonun artmasına yol açar. Herhangi belirsizliği gidermek için “merhamet” insanları başkalarının fiziksel, zihinsel ve duygusal acılarını dindirmek için, kendi yollarından gitmeye isteklendirir.

Genelde bazı annelerin kendi çocuklarını yanlış/hatasız bulmama sebebi budur. Ancak “Sempati” – “Empatinin” yerini tutmaz. Sempatik yaklaşmış olursak, aynı zamanda sübjektif yaklaşmış oluruz.

Anne; - “Benim çocuğum yapmaz.” Aslında bu problemi kabul etmeyen ebeveyndir.

Bazı ebeveynler de, başka bir tutum ise; çocuklarından bir şey isterken, istedikleri şeyin yerini bildikleri için, çocuğa da biliyormuş muamelesi yaparlar. Çocukların dediklerini, hemen yapmalarını beklerler.

Empati ile dinlemenin, derin bir sağaltım ve tedavi etkisi vardır. Çünkü çocuğunuza “psikolojik solunum imkânı” verir.

Çevremizde sorun yaşayan birini gördüğümüz zaman onlara “seni anlıyorum” mesajını vermek için bazı cümleler kullanırız. Kurduğumuz cümleler o kadar kapsamlıdır ki; “seni anlıyorum, zaten aynısını ben de yaşadım.” “bir de bana sor! Gel sana yol göstereyim.” Mesajını aynı anda veririz. Bu kadar içerikli cümlelerimiz de asıl yapmamız gereken ‘Empatik’ yaklaşımı ne kadar yapıyoruz?

En çok kulladığımız kelimelerde de ‘empatik’ iletşim açısından inceleyelim..

- “Benim çocuğa ...şunu, bunu yaptım ve oldu sen de yap.”

Bu bağlamda empatik iletşimin gerçekleşmesinde karşımızdaki kişiyi işitmek yeterli olmaz. Onun söylediklerini anlamak, düşünmek etkin dinleyici olmak gerekir.

Günlük hayatın içinde unuttuğumuz değerler ve dayanışmalar açısından Empati son derece önemlidir. Hemen hemen, günlük hayatta yaşanan duruma, çocuk hayatıyla ilgili yola çıkacak olursak onların çekinip endişe duydukları olaylar karşısın da, “Ne var bunda korkulacak?” demek yerine onları korkutan şeylerin ne olduğunu bulabilirsiniz. Tüm çocuklar benzer şeylerden korkmaktadırlar. Karanlık, yalnız kalmaktan, kontrolsüz seslerden vb. durumdan... “Ne var bunda korkulacak?” Anne-baba çocuk bunu rahatlasın diye söyler. Oysa bu sadece o çocuğu anlamadığını gösterir.

Örneğin; doktora gidildiğin de iğne yapılacak ise, anne “korkma! Hiç acıtmıyor.” Derse ve sonra iğne acıttığından dolayı, çocuk güven problemi yaşaya biliyor. O yüzden çocuklarımıza her zaman anlayacak ve anlaşılacak şekide yaklaşmalıyız.

Şu şekilde; “yavrum... bu bir iğne, vücuda girdiğin de hafif acı duyabilirsin. Mesela sana parmağımla bir cimcik atacağım, işte bu kadar daha fazlası değil” gibi. Bu şekilde de çocuğun itimadı anne-babaya karşı tam olacaktır.

Empati kurarken, ona şimdi “ne söylemeliyim?” Veya “nasıl olur?” yerine, “ bu durumda ne yapmasını ne söylemesini isterdim?” Bununla birlikte, bizler çocuklarımızın bizleri hemen anlmalarını ister ve bekleriz.

“Sen benim yaşıma gelince anlarsın”, “Anne olunca anlarsın” gibi... Burada çocuğun kendini, bizim yerimize koymasını bekleriz. Oysa o Çocuk bunu beklemek yerine “ ben anne-babanın yerinde olsaydım onlardan ne beklerdim.” düşünce sorusunun cevabını alamayız...

Empatik yaklaşımda, “Beden Dili” çok önemlidir. Bazen sıcak bir dokunuşla ya da elinden tutarak; “Sen benim için önemlisin, değerlisin, seni anlıyorum.” Mesajını ısındırarak iletmiş oluruz...

Bizlerde nasrettin hoca misali: zor durumda kaldığımız zaman bize, yol gösterecek değil de “Bizi anlayacak birilerini ararız.” Yani bizimle empati kuracak kişileri ararız. Çocukluktan itibaren yaşam süresi boyunca, hayatın akışı içinde devam etmektedir.


ZELAL GERŞ

 
 
 

Commentaires


bottom of page